25 Kasım 2012 Pazar

şahsım adına son 19 yıllık sinema üzerine


bilen bilir ben bayağıdır sinemaya gitmiyorum.gerek cebimde para olmamasında, gerek cebimde para olup bu eğlentinin gereğinden fazla pahalı olduğunu düşünüp vazcayılmasından...ama en önemli sebep ben en son aslan krala gittim..o aralar çok güzel filmdi "aslan kral(1994)".sonrasında kısa bir süre nedendir bilmiyorum zaten 6 yaşında çocuğum belirsiz sebeplerden ötürü gitmedim..biraz büyüyünce baktım bu sinema etkinliği çift bazında yapılınca güzel birşey,bir dönem de bu sebepten gidemedim yahut gitmedim.biraz daha büyüyünce uzun zaman olmuşken gitmiyim dedim.sonra sonra bi baktım ben sinemaya gitmemeye alışmışım.neyse bu aralar kararlıyım gidicem sinemaya, yıkıcam tabuları, yakıcam alışkanlıkları..

aslında mutluyum gitmediğime.şimdi düşününce fena filmler gelmiş geçmiş, sinemada izlenmesi gereken.ama biraz daha düşününce 10 yaşında ki çocuk ne anlasın fayt kılaptan forıst gamptan.yaşım yetmiyor yani..

arada bir film var; tam da ergenliği sol yanıma, olgunluğu sağ duyu gibi sağ yanıma aldığım dönemlere denk gelir.Kader(2006).zeki demirkubuz la ilk tanıştığım film..kimmiş la bu adam.iyimiş harbiden dediğimiz abilerimizden..sinema sektörüne dair en büyük pişmanlığımdır.genel itibariyle pek bi pişmanlık duymayan biri olarak yazık etmişim bu adamın filmlerini izleyen 20bin 30 bin kişiden biri olmayarak..(yanlışım olabilir ama hemen hemen bu tarzda bi hikayesi vardı.filmlerine gelen kitleyi tasvir ediyordu..gelen 30 bini şöyle anlatıyor:"gelen ilk 10 bin geneli öğrenci her filmime gelirler,ikinci 10bin festival filmi seven insanlar hemen hemen her festival filmini izlerler,üçüncü 10 bin ise zeki demirkubuz kimmiş lan bi gidelim bakalım diyip filmi izledikten sonra bi daha filmlerime tövbe eden kitledir")

kader filminin başrolü ufuk bayraktar.benim favori aktörlerimden.yine sözlüklerden sağdan soldan güvenilmeyen bilgilere göre bu adam hızlı bi arkadaşmış..babasını sürekli kızdıracak işler peşinden koşarken babasıda bunu cezalandırmak amaçlı istanbulda sahibi olduğu çorbacıya garson yapar İMİŞ.neyse günün birinde demirkubuz abimiz bigün kafası çakır eve gitmeden bi çorba içeyim de öyle gideyim dediği bi vakit mekana girer orda tanışırlar..ben seni filmlerimde oynatacam der ufuk bayraktara.ve nitekim öyle de yapar.hatta sonrasında baya popüler işlerde de oynamıştır(Ezel dizisi)

yani sinemeya gitmiyorum ama takip de etmiyorum diyemem.tam olarak yaptığım şu, kolayı seçiyorum benzetmenin yeterliliğini ve çığlığını hoş görürseniz türkiyede istanbul hariç bir yerde doğuyorum ve bir defa bile maçına gitmeden cefa çekmeden formasını dahi almadan bizans takımlarından birini tutup "nasıl koduk ama size geçen hafta, forza lig tv" taraftarlığı holiganlığı yapıyorum.

tüm bunları birleştirince ortaya benim artık sinemaya gitmem gerektiği çıkıyor.aslında çıkmıyor onunda farkındayım ama gitmek var içimde..

*dip not:gençler "ne sinemaymış arkadaş ben seni götüreyim" diyenler elbet çıkacaktır ki çıktı..karşı cinsten özel biriyle gidicem gençlik sözüm olsun size..



*d.n2:ankaralı turgut'u bizde severiz ama bu kadar da fazla la(ankaralı geçince cümlede insan "la" deme gereği duyuyor bu tıpkı trabzonlu bir arkadaşa beceremeyerek samimiyetsiz ve sıkıcı bir şekilde "napaysun da" demek bişi olsa gerek..)ayrıca niye seviyoruz lan biz ankaralı turgutu pek sevmiyoruz aslında..


***fragmanları ibneliğine ekledim,görsel olsun işte öyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder